Ekonomik Krizin Göstergeleri
Kriz kelimesinin kökeni Yunanca “krisis” kelimesine dayanır. Buhran ve bunalımla aynı anlamı taşıyan kriz bazen olaylara karşı etkileşimden doğan ciddi olaylara bazen ise mali açıdan istenilen yükselmeye ulaşamamaya ve yahut düşüşe geçme olayına denir. Sosyal açıdan kişiden kişiye, yapıdan yapıya ve kuruluştan kuruluşa değişiklik gösterir. O nedenle birçok kriz türleri mevcuttur.
Ekonomik Kriz Türleri
Ekonomik kriz öngörülerinde ya da yaşanılan kriz anında bir ülkede bir çok sorun ya da kayıplar dikkati çeker. Birçok alanda farklı sonuçlar doğuran parasal figürler oluşur. Bu oluşumlar bankaların hareketleri, döviz artış ya da azalış farklılıkları, taşınmazlarda oluşan arz talep döngüsü arasında değişkenlik gösterir. Bunların dikkate alınıp oluşturulan liste ekonomik kriz sürecinin henüz başladığına dair belirtileri oluşturur.
Bu belirtiler;
- Faiz oranlarındaki artış
- Bankacılık sektöründeki sorunlar
- Menkul kıymetler borsasının çöküşü
Ekonomik krizler kayıp veya düşüş oranıyla ölçülmediği gibi yükseliş ve değer artışında da gözlemlenir. Yükselen piyasadaki en temel krizler aşağıda başlıklar halinde belirtilmiştir.
Para Krizleri
Döviz kurundaki ve sermaye hareketlerindeki ani değişme sonucu oluşur. Bir ülkenin parasının üstündeki bir saldırı, bir devalüasyon yada değer kaybıyla sonuçlanabilir. Bu durumda Merkez Bankası parayı korumak zorunda kalır. Bunun sonucu olarak da para krizi ortaya çıkar.
Bankacılık Krizleri
Bu krizlere sebep bankalara olan geri ödenemeyen kredilerin artması, menkul kıymetler piyasasındaki dalgalanmalar, sektörün küçülmesi sebebiyle bankaların aktif yapılarının bozulması sayılır. Bir başka nedeni halkın bir ya da daha fazla bankaya olan güveninin kaybolması ve hızlıca mevduat çekmeleri olarak görülür. Döviz krizlerinin de bankacılık krizlerine neden olacağı düşünülür.
Dış Borç Krizleri
Bir ülkenin dış borç olarak tanımlanan kamu ve özel sektöre ait borçlarını ödeyememe durumudur. Özellikle ülkelerin borçlarını yapılandırma veya artı borçla şekillendirme olayı veya borcun anaparasını ve faizlerini ödeyemeyeceğinin ilanıdır.
Sistematik Finansal Krizler
Ekonomik, sosyal ve politik yaşamın yapısındaki değişiklikten kaynaklı piyasaların bozulmasını ifade eder. Bu kriz zamanlarında ülkede üretim kayıpları oluşur, milli gelir düşer, ekonomik kayıplar büyür.
Finansal Kriz Göstergeleri
Sanayileşme ve teknoloji çağı uluslararası boyut kazanmıştır. Sanayileşmekte olan ülkelerin yaşadığı krizler, krizlerin sıklığı, boyutu, yayılma hızı göz önüne alınınca diğer ülkeler tedirgin olmuştur. Bu krizleri yaşamamak ya da hızını, boyutu azaltmak adına neler yapılması gerektiği konusunda fikirler oluşturulur. Bunlara öngörü olarak bakılır ve kriz göstergeleri denir.
Kriz göstergeleri şu şekildedir:
- Döviz kurlarında oluşan anlık yükseliş ve düşüş
- Faizlerde gece yaşanan aşırı yükselme
- Döviz kaynaklarında azalma
Bu ayrıntılı öngörüler geleceğe dönük tedbir almanın kolaylaştırılması için önemlidir.
Genel Kabul Görmüş Göstergeler
Ekonomik açıklar ya da dolaylı yoldan oluşan para kayıpları veya döviz kayıpları bazı önemli oranları etkilemektedir. Aşağıda belirtilen durumlar bu kayıpların başta engellenebilecek açıkları veya oranları belirtmekte olup dikkate alınması gereken öngörülerdir.
- Cari açık\ Gayri Safi Milli Hasıla yüzdesi
- Bütçe toplamındaki ara değer para kaybı \ Gayri Safi Milli Hasıla yüzdesi
- Döviz kurundaki artış
- Merkez Bankası döviz miktarı
- Para arzındaki artış
Her dönemde dünya ekonomisinin hızlı büyümesi ve değişmesi, finansal piyasaların hazır olmaması büyük çaplı ekonomik düzensizlikler doğurur ve krizler yaşanır. Bu krizlerin nedeni olarak finansal kırılganlıkların devamı, büyük ekonomik gösterge bozuklukları, sabit döviz kuru sistemi görülür. Ekonomik krizlerin önlenmesinde büyük çaplı parasal dengesizliklerin giderilmesi, finansal liberalizasyon sıralamasına dikkat edilmesi ve sabit döviz kurundan vazgeçilmesi gerekir.